HEP EMPATİK OLMAK ZORUNDA MIYIZ?
“Ahh ne derin acıları var, nasıl da dayanıyor kuzum? Hakikaten zor, kimse onu anlamıyor”…Bu cümleler sempati ve empatiyi ortaya karışık yaptığımız kişilerle ilgili sonradan düşündüklerimiz ve belki de çevremizdekilerle onun hakkında paylaştıklarımız… Acımasız olacak biliyorum ama herkes seçimlerinin bedellerini ödüyor. Hayatımızda şikâyet edip durduklarımız hakkında, kimsenin bize üzülmesini ve acımasını beklememek gerek… İlk başta kendimizi, kararlarımızı, eylemlerimizi gözden geçirmek gerek…
Allah insana akıl ve muhakeme gücü vermiş. Bunları kullanabilelim diye de bir irade gücü… Hayatımızda rahatsızlık duyduklarımız ciddi anlamda bizim için sorunsa, çözüm yollarını dilemek ve bulmak da bizim elimizde…Sürekli şikâyet edip, dert yanmak, insanların bizi anlamalarını beklemek sanki başka bir beklentinin ifadesi gibi… Dertlerimizle ve sıkıntılarımızla ya da yaptığımız eşsiz fedakârlık hikâyeleriyle ilgi çekmeye çalışmak gibi…
Bizi duygusal açıdan nelerin iyi beslediğini analiz etmemiz, kişisel gelişim sürecinde en önemli öğelerden biridir.Mutsuz olmaktan, acınmaktan, eşsiz fedakârlıklarımızdan bahsetmek mi iyi geliyor bize, yoksa tüm bunlardan bağımsız olarak kendi iç yaşam enerjimizden güç kuvvet bulmak mı?Elbette ki birçoğumuz sözel paylaşımlarda “mutsuzluktan mutlu olunur mu canım” deriz. Lakin kendi iç hesaplaşmalarımız ve yüzleşmelerimizin çok doğru tanımlanması gerekmekte… Yatmadan önce kendimizle ilgili aldığımız raporun daha gerçekçi olacağı kanısındayım.
İletişimde bulunduğumuz insanlara empatik yaklaşmak,iletişimin kalitesi adına çok önemlidir. Bir arkadaşımız ağlar, üzülür ya da çok mutlu olur. Bunu kendi üzüntümüz, acımız ve sevincimiz olarak değerlendirip, onunla ağlayıp gülmeye sempatiklik deriz. Böyle sempatik arkadaşlarımıza cidden çok ihtiyacımız vardır. Birlikte söver, birlikte güler ve birlikte zevk alırız yaptıklarımızdan… Fakat gerçekten sorunlarımızı çözmek istiyorsak, empatik yaklaşımlara ihtiyaç duyarız. Derdimizi anlattığımız kişi bizi anlayabilmeli, kendini bizim yerimize koyabilmeli lakin sempatik olmakla arasına bir çizgi çekebilmelidir. Burada bahsettiğimiz kavram, birilerinin aklıyla hareket etmek değil, karşımızdakinin bakış açısıyla kendimizi gözden geçirip, hayatımıza yeni ufuklar çizebilme yetimizin farkına varabilmemizdir. Aslında değişim ve gelişim, bizim içimizdeki güçle beslenir.
Başka güçlerimiz de vardır. Dayanak noktalarımız…“Allah, kimseye kaldıramayacağı bir yük yüklemez.” sözündeki gibi… Demek ki karşılaştığımız her sorunun, birçözüm yolu vardır. Bakış açımızı genişletmek, bambaşka kararlar almamızı sağlayabilir. Hayatımızda pürüzlü giden bir şeyler varsa, yüzleşmeler yapmak, hatalı davranışlarımızı kabul etmek ve en önemlisi telafi edebileceğimiz durumları iyi tespit etmek işimize yarayacaktır. Aynı konunun etrafında dönüp durmak, ilk fırsatta bulduğumuz kişiye ağlamak ve çözümsüz olduğumuzu düşünmek aslında sorunlar karşısında sorumluluk alamadığımızı ve cesur olamadığımızı ortaya koyar. İşte böyle zamanlarda, bunu yaşayan kişiler arkadaşımızsa, onun için sempatik olup üzülmek o anki dostluğumuzu pekiştirir gibi görünse de uzun vadede gelişim ve paylaşımdan uzak bir arkadaşlığa dönüşüverir. Yıllarca aynı sorunu bize anlatıp dertleniyorsa çok da fazla empatik olmak zorunda değiliz. İşte bu noktada, şunu net olarak söylemek gerekir. “Bu senin kararın… Zamanında bir yol seçtin, olabilir insan hata yapabilir. Lakin hatanı düzeltmek ve yeni bir yol belirlemek yerine, bu yolu sürdürmeye çalıştın, bu da senin seçimin…Fırsatlar varken, ben hala bu sorunu seçmeyi istiyorum diyorsan, kendin bilirsin.” İşte bu noktadan sonra artık çok da fazla dinlemeye ve empati yapmaya gerek yok diye düşünüyorum.
Empati, ilişkilerdeki lezzettir. Karşılıklı yapılırsa, tadından yenmez. Tek taraflı yapılıyorsa, karşınızdaki kişi duygusal enerji vampiri olabilir. Bu vampir, sizin tüm yaşam enerjinizden ihtiyacı kadar alır ve posanızı bir kenara atar. Siz eğer kendinize ait gücün farkındaysanız, kendi kendinizi şarj edebilirsiniz. Ancak, iç sisteminiz bazen çöküntüye uğrayabilir, insanlık hali… İşte o zaman, duygusal enerjinizi dengeleyebilecek iletişimler kurmak gerekir. Bu yüzden, hep empatik olmak zorunda değiliz. Sorun anlarında empatik olmak çok önemliyken, kendini mutsuzluklarla beslemeye alışmış insanlara çok da fazla vakit ayırmamak gerek. Acı ama gerçek !!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder