03 Nisan 2015

SONSUZA DEK EBEVEYN KALMAK...



Özenle yetiştirmeye uğraştığımız bir nesil için en çok ihtiyaç duyduğumuz kavram, aile kurumudur. Son yıllarda yaşadığımız olumsuzlukları, gençlerimizin ve çocuklarımın içine düştüğü durumları yakından inceleyecek olursak, aile bağlarının ne kadar zayıf ve ihmal edilmiş olduğunu daha net görebilmekteyiz. Aile bağlarının gücü ise, evliliğin kalitesinde ve eşler arası diyalogun niteliğinde gizlidir.

Evlilik, sadece bir kadın ve bir erkeğin bir araya gelmesi değildir. Çiftlerin iletişim kurabilmesi ve bu iletişimi iki tarafın da sürekli geliştirmeye çalışmasıyla yürütülebilmektedir. Yoğun ve hızlı gelişen aşk sürecinin;yerini muhabbete, güvene ve sadakate bırakabilmesidir. Tüm bunlar için gerçekten sevmeye, uzunca bir zamana, nitelikli paylaşımlara, birlikte zaman geçirmek için fırsatlar oluşturmaya, kusurları görmeyi en aza indirerek kazançlara odaklanmaya ihtiyaç duyulmaktadır. 

Evlilik, emek ister, yürek ister. Huzursuzluk anlarının net bir şekilde tanımlanmasını ve çözümler üretilmesini ister. Aradaki muhabbet bağının sürekli canlı tutulmasını ister. Birilerine bağlı değil, birbirine bağlı mutluluklar ister. Bunu sağlayan çiftlerin, birbirlerini sonsuza dek huzur tacıyla taçlandırmasını ister.

Her evlilikte aksayan ve geliştirilmesi gereken sorunlar vardır. Mükemmel evlilik yoktur, mutlu evliliği yakalayabilmek vardır. Evlilik terapileri, öncelikle sizin kendinizi tanımanızı, kendinizi en uygun şekilde ifade edebilmenizi daha sonra eşinizi ve evliliğinizi tekrar ele alabilmenizi sağlamayı hedeflemektedir. Değişim, önce kendi içimizde başlar ve sonra çevremize yayılmaya başlayan güçlü bir etki gösterir. Aslolan, seçtiklerimizin ve sürdürdüklerimizin bizim kişiliğimizin parçalarını ihtiva ettiğini bilmemiz gerektiğidir.


Evlilik ne kadar duyduğumuzda kulağımıza normal ve hoş gelen bir kavramsa, boşanma ve ayrılma da o kadar yüreğimize uzak ve soğuk gelen bir kavramdır.  Hele de arada çocuklarınız varsa… Çoğu evli çift, çocukları bu travmayı yaşamasın diye geçici önlemler almakta, aynı evin içinde farklı hayatlar sürmekte, kendi mutluluklarını, kendi hayatlarını görmezden gelebilmektedir. Bir maske takıp, sahnede rol yapmak gibi bir şeydir bu… Oysa ki sanılanın aksine çocuk, evde yaşanan kavgaları görmese de ebeveynlerinin yaşadığı enerjiyi derinden hisseder. Genellikle çocuklar, kendilerine söylenenden çok, çevrelerindeki enerjiyi algılarlar ve anlarlar. Bu yüzden tüm pedagoji ekolleri, ebeveyn olarak çocuğa model olma eğitimi üzerinde durmaktadırlar. Ruh sağlığı normal bir bireyseniz, çocuklarınızın sağlığı için önce kendi sağlığınızı kontrol edip, çocuklarınıza daha doğru bir model olma şansını yakalayabilirsiniz. Eşinizle yollarını ayırmış olsanız bile, biten ilişkinin karı-koca ilişkisi olduğunun altını net çizerek, anne- babalık becerinizi sonsuza dek sürdürebilmenin daha önemli olduğunu fark etmeniz daha akılcı olacaktır. Bu yüzden de belki de çiftler, ilişkileri bittikten sonra sadece ebeveyn iletişimlerini geliştirerek, çocuklarına daha faydalı olabilecek ortamları sağlama şansı yakalayabilirler. Bu konuda da sağlıklı bir yol alabilmek için, terapist desteği almak her zaman yerinde bir davranış olacaktır.

Evliliğimiz, bizim seçimimiz… Değişip geliştirmek, daha iyiye götürmek veya yürütülebilecek durumda değilse sonlandırmak da öyle… Önemli olan kararlarımızı; doğru, çevredekilerden bağımsız, uzmanlara danışarak ve kendi değerlendirmelerimizi iyi analiz ederek verebilmektir.

Hiç yorum yok:

"BAZI KALPLERİN KADERİDİR AŞK"

  “Şiir yazdırmıyor aşk,yaşanırken” diyordu okuduğum satır.   Katılmadığımı belirtmek isterim. Şiir gibi roman gibi sevebilmek hissinden ...