08 Eylül 2015

35 YILDA ÖĞRENDİKLERİM


Bugün benim 35.doğumgünüm… Gururla söylüyorum yaşımı bir kadın olarak… Çünkü insanı, fiziksel görüntünün ve sayısal ifadelerin değil bir ruhun temsil ettiğine inanıyorum.

Rabbim bana bu dünyada hep güzel günler gösterdi. Şükürler olsun. İyi ki beni bir insan olarak yarattı, O’nu bulup O’na inanacak zekâyı ve imanı nasip etti. Hamdolsun. Her zaman can-ı gönülden şükrettiğim en önemli husus da beni bir kadın olarak yaratması... Mutlu  bir kadın olmanın asaletini, zarifliğini, inceliğini, naifliğini, becerikliliğini, beynini ve bedenini en etkin şekilde kullanan bir kadın olarak yaratıldığım için sonsuz şükürler olsun.

Bu dünyadaki şanslı kullardan biri oldum. Özü temiz, yüzü temiz, itinalı, özenli, mükemmeliyetçi, ahlaklı, uzlaşmacı, hak bilen, adaletli, merhametli, sıla-ı rahim düsturlu, sevgi insanı bir babanın kızı olma lütfunu verdi Yaradan’ım bana…

Güçlü, fedakâr, yüzü gülücük dolu, teni ışıltılı, sevgi ve yenilenme enerjisiyle yüreği dopdolu,  mutlu ve üretken bir annenin, bir aşk kadınının evladı oldum.

Zekasına, estetik duygusuna ve yüreğine  hayran olarak birlikte büyüdüğüm erkek kardeşimle  kardeşliğin tadını aldım. Halen bana sarıldığında bana huzur vermesine bayılıyorum. İşini ciddiye alarak yapması ve bir konuyu bana öğretme şekline mest oluyorum.

Yaş farkı nedeniyle kızım gibi büyüyen, her geçen gün bilgisine, becerisine, sıradışı zekasına saygı duyduğum, çocuklarımın gözdesi, mükemmel teyzelik becerisi sergileyen kızkardeşimin hayatımda ne kadar önemli bir yeri olduğunu fark ettim. Bana özel kahve yapmasına ve enteresan yemekler hazırlamasına hayranım. Onunla bir kitabın satırlarını paylaşmak ve tartışmak paha biçilmez.

Sevilen, istenen, onay ve değer verilen bir bebeklik ve çocukluk dönemim oldu. Ergenlik dönemini çok da tiribal enfeksiyonlarla geçirmedim. Her zaman haddimi bildim. Belki de annemle babamın yetişme dönemlerinde ailelerini üzmemelerine karşılık bir ana-baba duası almış olabilme ihtimalindendir bu durum… Yani benden kaynaklanmıyordur.

Sanırım sosyal olmaya ve her organizasyon içinde bulunmaya meraklı bir tip olduğumdan çok insan tanıdım. Bunun  faydasını mesleğimi icra ederken fazlasıyla gördüm.

İnsanı hep çok sevdim, değer verdim. Duygusal zeka gelişimimi sadece model olarak destekleyen aileme sonsuz şükürler olsun. Hayatımdaki her bir insanın bana bir şey öğrettiğine inandım. İçimden ne geçiyorsa onu söyledim. Sarılmak istediğime sarıldım, öpmek istediğimi öptüm. Derdimi paylaşmak için dostlarımı en kıymetli hazine bildim. Hayatımdan çıkmak isteyen dostlarımın çıkmaması için deli gibi uğraştım. Bu hususta gurur, incinme vs gibi hislerin bana verdiği olumsuz enerjiyi pek takmadım. Buna rağmen hayatımdan çıkanlar oldu mu? Bu yaşıma kadar sadece iki kişi. Onlar için de sonuna kadar uğraştım ve halen uğraşmaya devam ediyorum. Sanırım ölene dek de uğraşabilirim.

Akademik hayatım boyunca çok ders çalıştım. Ders çalışmanın zevkini lise yıllarımda yakaladım. Bu hususta ne yazık ki hiçbir öğretmenime teşekkür edemeyeceğim. Çünkü bu beceriyi kendim kazandım. Lakin öğrencilerime bu zevki anlatmayı görev bildim. Hatıra defterlerime bakınca çoğu arkadaşımın aklında hep bu özelliğimle kaldığımı fark ettim. Öyle ki üniversite son sınıfta vize ve finalde doldurduğum kağıtlarda okuduğum kaynaklardan dipnot bile gösterir hale gelmiştim. Ne zevkliydi Allah’ım? Halen günlük ders çalışma rutinlerim olduğunu ve bundan sınırsız mutluluk duyduğumu söyleyebilirim. Renkli kalem ve kağıtlar, post-itler  ve tablolar-grafikler, akıl haritaları… Sanırım beni tanımladığına inandığım materyaller olsa gerek…

Ehhh yaş 35 dedik. Şaire göre yolun yarısı…Kaç sene yaşayacağımızı kimbilir? Peki bu hayat bana ne öğretti bunca yıl… Hemen maddeleyim. (Malum tipik bir başak burcu kadınıyım. Kayıt altına alır, sıralar, düzenler, titizlenir ve özenirimJ )

1.      Gerçekten istersen ve kapıdan ayrılmazsan gerçekleşemeyecek bir hayal olmadığını
2.      Zihnin sınırlarını aşabilirsen her şeyin mümkün olduğunu
3.      İçin güzelleştikçe cildinin ve bedeninin de güzelleştiğini
4.      Uyum ve ahenkin her işteki önemini
5.      Gülümsemenin her kapıyı açtığını
6.      Ruhun dua etmeye ne kadar ihtiyaç duyduğunu
7.      Doğru iletişim kurduğunda iknanın  ne kadar kolay olduğunu
8.      Samimiyetin ve dürüstlüğün ne kadar değerli olduğunu ve maskesiz yaşamayı kolaylaştırdığını
9.      İstediğin bir kitabı satın alabiliyorsan aslında ne kadar zengin olduğunu
10.   Karnını doyuracak bir yemek pişiriyorsan aslında ne kadar becerikli olduğunu
11.   Sevdiğim müzikleri dinleyebilecek bir kulağım, ritme uygun dans edebilen sağlıklı bir bedenim varsa ne kadar çok şükretmem gerektiğini
12.   İşine severek gidebilmenin ne kadar önemli olduğunu
13.   Ebeveynlikten keyif almaya çalışırsan aslında ne kadar rahat bir hayatın olduğunu
14.   Yeni yerler görmenin ufkunu genişlettiğini
15.   Eski arkadaşlarınla daha sık görüşmenin enerjini tazelediğini
16.   İnsanlara ufak tefek hediyeler almanın aslında ilişkilerde ne denli büyük bir etkiye sahip olduğunu
17.   Hayatta karşılaştığımız her travmanın bizde olumlu bir gelişim süreci oluşturabileceğini, hayatım alt üst oldu derken belki de daha büyük bir güzelliği ortaya çıkardığını,
18.   Hiçbir şey için endişelenmemeyi, acele etmemeyi, her şeyi zamana bırakmayı, an’da kalabilmenin insana ne kadar huzur verdiğini,
19.   Öyle mi böyle mi deyip içinde kurgulamaktansa adım atma cesareti sergilemenin ne kadar kazançlı olduğunu,
20.   Sen kendine değer vermiyorsan, hiç kimsenin özellikle uğruna hayatını feda ettiğini düşündüğün çocuklarının bile sana değer vermediğini,
21.   Kararlı, dirayetli ve istikrarlı olmanın birçok sıkıntıyı bertaraf ettiğini,
22.   Seçimlerimizin ve sürdürdüklerimizin korkularımızdan arınmayı başarırsak güncellenebilir ve düzeltilebilir olduğunu,
23.   Hayatta tesadüf diye bir şey olmadığını, her sözün, olayın ve kişinin mutlaka bir anlamı olduğunu ve bir işaret barındırdığını,
24.   Hiçbir insanı etiketlemeyip yargılamamayı, eğer bunu yaparsan başına geleceklere katlanman gerektiğini,
25.   Her insanı ve hatasını affetmenin bir insanı ne kadar çok dinginleştirebildiğini yakinen yaşadım, deneyimledim ve öğrendim.

Sonuç: İYİKİ DOĞDUM VE MUTLUYUM.



Hiç yorum yok:

"BAZI KALPLERİN KADERİDİR AŞK"

  “Şiir yazdırmıyor aşk,yaşanırken” diyordu okuduğum satır.   Katılmadığımı belirtmek isterim. Şiir gibi roman gibi sevebilmek hissinden ...