Bugün benim 35.doğumgünüm… Gururla söylüyorum yaşımı bir
kadın olarak… Çünkü insanı, fiziksel görüntünün ve sayısal ifadelerin değil bir
ruhun temsil ettiğine inanıyorum.
Rabbim bana bu dünyada hep güzel günler gösterdi. Şükürler
olsun. İyi ki beni bir insan olarak yarattı, O’nu bulup O’na inanacak zekâyı ve
imanı nasip etti. Hamdolsun. Her zaman can-ı gönülden şükrettiğim en önemli
husus da beni bir kadın olarak yaratması... Mutlu bir kadın olmanın asaletini, zarifliğini,
inceliğini, naifliğini, becerikliliğini, beynini ve bedenini en etkin şekilde
kullanan bir kadın olarak yaratıldığım için sonsuz şükürler olsun.
Bu dünyadaki şanslı kullardan biri oldum. Özü temiz, yüzü
temiz, itinalı, özenli, mükemmeliyetçi, ahlaklı, uzlaşmacı, hak bilen,
adaletli, merhametli, sıla-ı rahim düsturlu, sevgi insanı bir babanın kızı olma
lütfunu verdi Yaradan’ım bana…
Güçlü, fedakâr, yüzü gülücük dolu, teni ışıltılı, sevgi ve
yenilenme enerjisiyle yüreği dopdolu, mutlu
ve üretken bir annenin, bir aşk kadınının evladı oldum.
Zekasına, estetik duygusuna ve yüreğine hayran olarak birlikte büyüdüğüm erkek kardeşimle kardeşliğin tadını aldım. Halen bana
sarıldığında bana huzur vermesine bayılıyorum. İşini ciddiye alarak yapması ve
bir konuyu bana öğretme şekline mest oluyorum.
Yaş farkı nedeniyle kızım gibi büyüyen, her geçen gün
bilgisine, becerisine, sıradışı zekasına saygı duyduğum, çocuklarımın gözdesi,
mükemmel teyzelik becerisi sergileyen kızkardeşimin hayatımda ne kadar önemli
bir yeri olduğunu fark ettim. Bana özel kahve yapmasına ve enteresan yemekler
hazırlamasına hayranım. Onunla bir kitabın satırlarını paylaşmak ve tartışmak
paha biçilmez.
Sevilen, istenen, onay ve değer verilen bir bebeklik ve
çocukluk dönemim oldu. Ergenlik dönemini çok da tiribal enfeksiyonlarla
geçirmedim. Her zaman haddimi bildim. Belki de annemle babamın yetişme dönemlerinde
ailelerini üzmemelerine karşılık bir ana-baba duası almış olabilme
ihtimalindendir bu durum… Yani benden kaynaklanmıyordur.
Sanırım sosyal olmaya ve her organizasyon içinde bulunmaya meraklı
bir tip olduğumdan çok insan tanıdım. Bunun faydasını mesleğimi icra ederken fazlasıyla gördüm.
İnsanı hep çok sevdim, değer verdim. Duygusal zeka gelişimimi
sadece model olarak destekleyen aileme sonsuz şükürler olsun. Hayatımdaki her
bir insanın bana bir şey öğrettiğine inandım. İçimden ne geçiyorsa onu
söyledim. Sarılmak istediğime sarıldım, öpmek istediğimi öptüm. Derdimi paylaşmak
için dostlarımı en kıymetli hazine bildim. Hayatımdan çıkmak isteyen
dostlarımın çıkmaması için deli gibi uğraştım. Bu hususta gurur, incinme vs
gibi hislerin bana verdiği olumsuz enerjiyi pek takmadım. Buna rağmen hayatımdan
çıkanlar oldu mu? Bu yaşıma kadar sadece iki kişi. Onlar için de sonuna kadar
uğraştım ve halen uğraşmaya devam ediyorum. Sanırım ölene dek de uğraşabilirim.
Akademik hayatım boyunca çok ders çalıştım. Ders çalışmanın
zevkini lise yıllarımda yakaladım. Bu hususta ne yazık ki hiçbir öğretmenime
teşekkür edemeyeceğim. Çünkü bu beceriyi kendim kazandım. Lakin öğrencilerime
bu zevki anlatmayı görev bildim. Hatıra defterlerime bakınca çoğu arkadaşımın
aklında hep bu özelliğimle kaldığımı fark ettim. Öyle ki üniversite son sınıfta
vize ve finalde doldurduğum kağıtlarda okuduğum kaynaklardan dipnot bile
gösterir hale gelmiştim. Ne zevkliydi Allah’ım? Halen günlük ders çalışma
rutinlerim olduğunu ve bundan sınırsız mutluluk duyduğumu söyleyebilirim. Renkli
kalem ve kağıtlar, post-itler ve
tablolar-grafikler, akıl haritaları… Sanırım beni tanımladığına inandığım
materyaller olsa gerek…
Ehhh yaş 35 dedik. Şaire göre yolun yarısı…Kaç sene
yaşayacağımızı kimbilir? Peki bu hayat bana ne öğretti bunca yıl… Hemen
maddeleyim. (Malum tipik bir başak burcu kadınıyım. Kayıt altına alır, sıralar,
düzenler, titizlenir ve özenirimJ
)
1.
Gerçekten istersen ve kapıdan ayrılmazsan gerçekleşemeyecek
bir hayal olmadığını
2.
Zihnin sınırlarını aşabilirsen her şeyin mümkün
olduğunu
3.
İçin güzelleştikçe cildinin ve bedeninin de
güzelleştiğini
4.
Uyum ve ahenkin her işteki önemini
5.
Gülümsemenin her kapıyı açtığını
6.
Ruhun dua etmeye ne kadar ihtiyaç duyduğunu
7.
Doğru iletişim kurduğunda iknanın ne kadar kolay olduğunu
8.
Samimiyetin ve dürüstlüğün ne kadar değerli
olduğunu ve maskesiz yaşamayı kolaylaştırdığını
9.
İstediğin bir kitabı satın alabiliyorsan aslında
ne kadar zengin olduğunu
10.
Karnını doyuracak bir yemek pişiriyorsan aslında
ne kadar becerikli olduğunu
11.
Sevdiğim müzikleri dinleyebilecek bir kulağım,
ritme uygun dans edebilen sağlıklı bir bedenim varsa ne kadar çok şükretmem
gerektiğini
12.
İşine severek gidebilmenin ne kadar önemli
olduğunu
13.
Ebeveynlikten keyif almaya çalışırsan aslında ne
kadar rahat bir hayatın olduğunu
14.
Yeni yerler görmenin ufkunu genişlettiğini
15.
Eski arkadaşlarınla daha sık görüşmenin enerjini
tazelediğini
16.
İnsanlara ufak tefek hediyeler almanın aslında ilişkilerde
ne denli büyük bir etkiye sahip olduğunu
17.
Hayatta karşılaştığımız her travmanın bizde
olumlu bir gelişim süreci oluşturabileceğini, hayatım alt üst oldu derken belki
de daha büyük bir güzelliği ortaya çıkardığını,
18.
Hiçbir şey için endişelenmemeyi, acele etmemeyi,
her şeyi zamana bırakmayı, an’da kalabilmenin insana ne kadar huzur verdiğini,
19.
Öyle mi böyle mi deyip içinde kurgulamaktansa
adım atma cesareti sergilemenin ne kadar kazançlı olduğunu,
20.
Sen kendine değer vermiyorsan, hiç kimsenin
özellikle uğruna hayatını feda ettiğini düşündüğün çocuklarının bile sana değer
vermediğini,
21.
Kararlı, dirayetli ve istikrarlı olmanın birçok
sıkıntıyı bertaraf ettiğini,
22.
Seçimlerimizin ve sürdürdüklerimizin korkularımızdan
arınmayı başarırsak güncellenebilir ve düzeltilebilir olduğunu,
23.
Hayatta tesadüf diye bir şey olmadığını, her
sözün, olayın ve kişinin mutlaka bir anlamı olduğunu ve bir işaret
barındırdığını,
24.
Hiçbir insanı etiketlemeyip yargılamamayı, eğer
bunu yaparsan başına geleceklere katlanman gerektiğini,
25.
Her insanı ve hatasını affetmenin bir insanı ne
kadar çok dinginleştirebildiğini yakinen yaşadım, deneyimledim ve öğrendim.
Sonuç:
İYİKİ DOĞDUM VE MUTLUYUM.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder