SİYAH, KIRMIZI VE BEYAZ
Seninle
ortak düşüncelerimiz olabilir, bu mutluluk verici. Ama senle aynı
düşünmediğimizde de ben kötü değilim. Sakın beni etiketlemeye kalkma,
facebookta bile…O taraftan mısın bu taraftan mı diye düşünüp durma. Bir tarafım
olması gerekmez, sadece insan olarak bir
duruşum olsun yeter. Duruş ne mi demek?
Anlatayım sana.
Duruş;
hiçbir inanca bağlı olmadan ahlaklı durabilmektir. Dindar olmak sadece var olan
ahlakı taçlandırır. Yani ahlaklı olmak için, dindar olmak gerekmez. Duruş, herhangi bir olay hakkında düşünmek, sormadan
söylememektir. Olur olmaz konuşmak değil, bilerek, inanarak konuşmaktır. İfadelerini, muhatabını incitmeden ama
kendini de ortaya koyarak seçmektir. Karşındaki aynı şeyi düşünmüyor diye onu
ikna etmeye çalışmamak, neden anlamıyor diye canını sıkmamaktır. İki farklı
görüşü karşılıklı konuşmak ve sonra gülümseyerek odadan çıkmaktır. Duruş, kendi
menfaatlerine bir şey ters düştüğü zaman, kıvırmak demek değildir. Duruş, tölere
edemeyeceğin sıkıntıları birileri senin yerine büyüttüğü zaman vicdanlı
davranabilmektir.
Ne
kadar zor bir insanı koşulsuz sevebilmek… Hep bir şarta bağlı kalması, bir
insanın ayağına prangalar vurmasıymış meğer. İnsan olmak, özgürce düşünmek neden hep bir
görüşün gibi? Siyah ve beyazın dışındaki
renkleri görmek çok mu zor? Saydam, şeffaf şablonlar kesmişiz birbirimiz için
ve her kişinin, her olayın üstüne koyup şablona uygun hale getirmeye çalışıyoruz.
Fazla mı geliyor eksik mi kalmış olmuyor mu? Yeni bir biçim tasarlamak yok
beynimizde. Olmadı mı atıveriyoruz buruşturup bir kenara…
Son
zamanlarda Allah olmak ne zor diyorum. Sanki bize bakıp şunları düşünüyormuş
gibi geliyor bana. “Hepinizi ben
yarattım! Beyninizin farklı düşüncelerinizi
sığdırdığınız her bir kıvrımını biliyorum. Kalbinizden geçen her bir duyguyu
da! Ve işin en tuhaf yanı ne biliyor
musunuz? Ben sizin bile bilmediğiniz geleceği de biliyorum, söyleyeceğiniz
sözü, atacağınız adımı. İçinizde ve dışınızda gerçekte kim olduğunuzu? Geceleri
yatarken yan tarafınıza bıraktığınız maskelerinizi, her şeyinizi anlıyor
musunuz? Ve ben öyle büyüğüm ki hepiniz ne düşünürse düşünsün size nimet
veriyorum. Sizden sevgimi esirgemiyorum. Sizi daha büyük musibetlerden
koruyorum. Yıkmıyorsam dağları üstünüze, hepsi merhametimden. İzliyorum nasıl birbirinizden herşeyinizi
esirgediğinizi. Sevginizi, içten bakışlarınızı, insanlığınızı ve ne yazık ki
dualarınızı.”
Yargılar,
etiketler, rencide edici bakışlarla ömrümüzü tüketiyoruz. Birbirimize karşı bembeyaz
buzdan kütleler koyuyoruz aramıza… Gözümüzde önceden sevgiden akan gözyaşları,
her geçen gün intikamdan damlayan kan damlacıklarına dönüşüyor. Oysa ki kırmızı
beyaz, sadece Türk bayrağına yakışıyor.!!!
2 yorum:
Güzel yazı. Son günlerin özeti adeta...
Mükemmel :)
Yorum Gönder