04 Ekim 2019

AŞK ALFABESİNİN SIRRI


İnsan sevdanın okyanusuna bir kez düştü mü ne bir damlayı görür ne enginlerde olmanın ne demek olduğunu düşünür! Suyun içindedir artık; ötesi ile berisi ile ilgilenmez. Ne öncelerden gelen bilgileri ona yardımcı olabilir ne de yeni öğrenecekleri onu korkutabilir suyun hakkını vermeye niyetlenenler için…

Hatta önceden bildikleriyle hareket etse bildikleri ayağına dolanır durur, gereksiz yere suyun akış hızını keser. Öğreneceklerinden korksa, sanki bir tek kendi başına böyle bir şeyin geldiğini düşünüp suya uyum sağlayanların performansını üstün bir şey zanneder. İşte bunların hepsi zan'dandır. Bu zanda takılı kaldığında da o su ona hep zindandır. Oysa tek ihtiyacı olan şey var olan tüm duygularına, içine doğru kapıyı açmaktır. Kendine kendi olması için izin vermektir aslında bu... Bu yüzden demiştir Şems Hazretleri... İlmi kitaplarda aramak bir yoldur elbet ama en kısa yol âşık olmaktır. Zira kişi; ancak bir aşk ile kendisini karşısındakinde görmeye başlar. Özünü, ruhunu ve kimliğini ancak bu sayede keşfeder. Ne olduğunu karşısındakinin gözünde görür; insan olmanın ilmini öğrenmeye niyetlenenler böyledir.


Suyu içerek yaşamayı öğrenenler için güneş farklı doğar, hiç olmadığı kadar ısıtır suları... Yağmur  yağmaz mı? Yağar elbet fakat başka yağar, içine içine tüm sularıyla karışıp güçlenecek hâlde yağar. Kışı da güzeldir, yazı da ama tanıdığım bir şair der ki bahar bir başkadır suyun içinde...

Cümlelerdeki kendi kabım kadarım ifadelerine de katılırım çünkü ben de inanırım herkesin aşkı kalbi kadardır. Hatta sen elmayı çok seviyorsun diye elma seni sevmek zorunda da değildir bilirim. Her aşk, ilişki getirmez belki karşılıklılık gerektirmez lakin her ilişki karşılıklılık ilkesiyle çalışır. Alma verme dengesiyle... İltifatlar, olumlu davranışlar, güzel sözler, yapılan jestler, bana göre en önemlisi ona ayrılan zaman, seçilen yerler ve paylaşımlar bir ilişkinin karşılıklılık haline örnektir. Her olayda durumda ve mekânda kişi kendini keşfeder yâreniyle birlikte! Biri elif'i öğrenmiş, diğeri külliyata sahipmişleri yoktur. Sevgi; eşitler her şeyi. Çünkü ilk kez bir araya gelmişler, her şeyi yeni öğrenmeye başlamışlardır. Öyle ki sanki o duyguları daha önce hiç yaşamamış gibi tazedir heyecanları...

Tabii ki bu sözler sevda ehli olanlar için! Ben henüz  daha tüm kalbimle sevmedim. Benim kabım göz korkutur bunu da bilirim. Aşk ateşine bir kez düştüm mü sevdiğime yeri göğü eşitlerim. Şu ana dek yaşananlarsa giriş taksiminden ibarettir. Zira ben aşkın bir insana olan duygular olmadığını da bilenlerdenim. Aşk, benim! Nereye dokunsam onu uyandırır yaşatırım. Bu bir kitap olur bir yazı; bir insan olur bir taze demli çay bardağı... İçtiğin aşk olur, okuduğun aşk olur, yaşadığın aşk olur. Yanarsın!

Korktuysa saygı duyarım, cesareti varsa da bunu yaşamaya yüreğini koysun ortaya... Ama asla sevmiyorsa seviyormuş gibi yapmasın sevilen! Kalbi aşk dolu olanları dertler değil samimiyetsizlikler çürütür inanın bana!

Yorulduk bu hayatta! Bir kelimeye destanlar yazabilecekken, âdeta okumayı yazmayı unuttuk. İfade edemiyorumlardan sıyrılmak için hayat çok kısa... Sevdiğine sevdiğini söylemek için hayat çok kısa...Şairin dediği gibi noksanız,eksiğiz ve muhtacız sonuçta...Elif'i biraz öğrensek iyi olur. Başka harfleri de...özellikle vav'ı mesela..."Elif; kâinatın anahtarıdır, Vav kainattır" der tasavvuf erbapları..Nun var sonra ben'liğinden çıkarıp aşkı,biz kabına dolduran..


Her biri birbirinden özel sırlarla dolu alfabeler gönül koymaz mı cümle kurmak istemeyen insana? Harflerin hakkını, suyun hakkını ve yaşamak istiyorsak eğer ilişkilerimizin hakkını verenlerden olalım. Muhabbetle...


"BAZI KALPLERİN KADERİDİR AŞK"

  “Şiir yazdırmıyor aşk,yaşanırken” diyordu okuduğum satır.   Katılmadığımı belirtmek isterim. Şiir gibi roman gibi sevebilmek hissinden ...