Her kadınlar
gününde; çile çeken kadınların hayat hikâyesini okumaktan, ezilen kadınlar için
başkaldıran feminist tavırlardan ve sürekli erkeklere ders verme gayretinde olan
olumsuz bir çok söylemden bir kadın olarak gerçekten rahatsızlık duymaktayım.
Kadın olmak,
bence tüm kadınlara çok yakışıyor. Kadınlık;
mutluluktur. Süslemek ve süslenmektir. Bulunduğu yere değer katmaktır. Dokunuşuyla
canlandıran ve hayatı renklendirendir kadın...Geçtiği her yerde izinin ve kokusunun
kalmasıdır.
Kadın; hafta
sonu girilen evdeki, büyüleyici yumuşatıcı kokusudur. Akşamları can
sıkıntısıyla yapılan ütünün, havaya yükselen buharıdır. Baş başa içilen çayın, neşeli kaşık şıngırtısı,
yudumladığın sıcacık bir yudumdur. Bir kadın günü için yapılan kekin fırındaki
kabartısı, mayalanan hamurun üstündeki gözeneklerdir. Akşam için sevgiyle
yapılan yemeğin, elinde bıraktığı hoş soğan kokusudur kadın...
Çocuğunun ödevindeki
silginin sesi, kitaplarının sayfa ayracıdır. Kadın derleyen, toplayan, erkeğini
ve çocuklarını hayata hazırlayan, arkalarından sıcacık gülüşü ve hayır
dualarıyla onları uğurlayandır. Kadın bir bakışıyla geceyi kabusa çeviren aynı
zamanda bir gülüşüyle yeniden umut verebilendir. Kadın, bu dünyadaki her şeyin altında imzası
olandır.
Her şeyin zıttıyla
yaratıldığı bu dünyada çoğumuzun, iyi bir erkeğe eş olmasından yola çıkarak,
kötü örnekler yüzünden doya doya kutlayamayıp kursağımızda kalan kadınlar
gününde; erkekleri aşağılamadan, onların bizim için bir şans, bizim de onlar
için vazgeçilmez ve kıymetli bir hazine olduğumuzu hatırlatır; tüm arkadaşlarımın
ve eşlerinin kadınlar gününü sevgiyle kutlarım.