23 Eylül 2013

SAKIN AĞLAMA ÇOCUĞUM ?!!!



Bir çocuksunuz düşünün.Her şey size göre o kadar yeni  ve belirsiz ki...Belirsiz olan şeyler biz yetişkinleri ne kadar geriyor ve çoğu zaman olumsuz tepkilerimizi açığa çıkarıyor. Ama bu tepkileri çocuk verdiğinde,sürekli ağlayan, sorun çıkaran bir varlık olarak görülüyor. ne yazık.

Okullar kapılarını anaokulu ve birinci sınıf öğrencilerine açalı üçüncü haftaya girdi. Halen okula ağlayarak gelen, ebeveyninden ayrılamayan, neredeyse öğretmenleri ve okul müdürlerini zorlayan çığlıklar, bağrışmalar ve ağlayışlar koridorlarda yankılanmakta...

Anneler ve babalar çocuklarını üzmekten çok korkuyorlar. Her yaptıklarının çocuklarında travmalar oluşturduğunu düşünüyor, en ufak bir sorunda psikiyatrist kapılarında beklemeye başlıyorlar. O ağladıkça aileler daha da çok bocalamaya başlıyor, çocuklarını duygusal olarak aslında daha da çok örseliyorlar. Aslında anne -babalar olarak yapabileceklerimiz o kadar basit ki…Karmaşıklaşınca da uzmanların ufak destekleri ile çok kolay yol alabilmek de mümkün.

Evvela çocuğumuza yalan söylememek çok önemli bir şey. Bu onu kandırabildiğiniz, küçümsemeniz anlamına geliyor bence. Onu ciddiye almayıp, sanki dalga geçiyorsunuz. Neden ? Sadece o daha fazla ağlamasın diye, içten içe ne kadar yıprandığını görmezden gele gele, size olan tüm güvenini sömürdüğünüzü bile bile. Nasıl acı bir durum bu? Ağlatmayıp, daha fazla zarar vermek...

Doktora götürürken, parka gidiyoruz demek; aşı yapılacakken canın acımayacak hiç bişey yapmayacaklar demek, okula gidiyoruz ama ben hiç yanından ayrılmayacağım demek... Onun sizin söylediğiniz sözlerle kurduğu hayalleriyle oynamak, size güven duyduğu her sözünüzü alt üst etmek... Onun küçücük dünyasını başına yıkmak değil de ne? Ama siz çok iyisiniz ve onu ağlatmıyorsunuz. Bu gerçekten iyilik midir? Çocukların bu kadar temiz dünyalarını kirleten ne yazık ki biziz ve bunu görmezden gelerek, kimse onun dünyasını kirletmesin diye önlemler almaya çalışıyoruz. 

Çocuk ağlayabilir, verdiğiniz bir karardan hoşlanmayabilir. O istemiyor diye yapmamak, onun gelişimi için iyi bir şey yaptığınız anlamına gelmez. Tabii ki hoşlanmayacağı şeyler olacak ve ağlayarak, türlü gıcıklıklar yaparak tepkilerini belli edecek. İşte o anlarda söylediğiniz sözü değiştirmek, huysuzluk çıkarmasın, şimdi ağlamasın, o görmeden  kaçalım demek, duygusal açıdan onu aslında ne kadar zorda bırakıyor…Sonra da şikayetlere başlıyoruz; "bu çocuk neden bana vuruyor, neden söylediklerimi yapmıyor,niye yalan söylüyor, yemek yemeyerek beni cezalandırıyor, geceleri bizimle yatıyor, kendi başına uyumuyor. Oysa ki biz  onun için neler yapıyoruz, tüm hayatımızı ona göre şekillendiriyoruz, eşimle hiçbir özel hayatımız kalmadı, onların yüzünden birbirimize giriyoruz" diyen yakarışlar da bulunuyoruz.

Onlara gerçekten değer vermek, birey yerine koymak onlar ne istiyorsa yapmak demek değildir. Onlara verdiğiniz sözü tutmaktır. Söylediklerinizi yapmak, yapamayacaklarınızı söylememektir. Tutarlı olmaktır. Çocuğunuzun gözü önünde fikir ayrılığına düşmemektir. Fikirleriniz farklı olsa da onun önünde bunu tartışmamaktır. Onu özlemektir, özlediğinizi ona ifade etmektir. Bugün işyerinde senin okulda ne yaptığını düşündüm, tüm gün seni merak ettim, seni görmek için akşamı zor ettim demektir. Hiçbir şey yokken durup dururken sarılmaktır, öpmektir. Neden beni öptü acaba demesine gerek kalmadan, yerine getirmesi gereken bir şarttan kilometrelerce uzakta bir öpücükle öpebilmektir. Onun hiç fark etmediği güzel bir davranışını fark ettiğinizi, gururlandığınızı ve beğendiğinizi söylemektir. Ütüsünü yaparken, çamaşırını katlarken kıyafetlerini öperek dolaba yerleştirmektir. O uyurken, üstünü örtme bahanesiyle yanağını okşamaktır, onu çok sevdiğini kulağına fısıldamaktır. Elini sıkı sıkı tutarak, onu  kalbinde hissettiğini söylemektir.. Söylediği ve konuştuğu her şeyi arkadaşını dinler gibi samimiyet ve saygıyla dinlemektir. Bu cevabıma üzülsen de sonuç bu diyebilmektir. “Ağlayabilir, üzülebilirsin ama emin ol senin iyiliğin için bunu yapabiliyorum” demektir. Kısacası çocuk eğitimi, ebeveyn olarak önce doğru ve dürüst olmaya çalışmak, sonra çocuğumuzun bize nasıl kolay ayak uydurabileceğini çaktırmadan izleyebilmektir.



"BAZI KALPLERİN KADERİDİR AŞK"

  “Şiir yazdırmıyor aşk,yaşanırken” diyordu okuduğum satır.   Katılmadığımı belirtmek isterim. Şiir gibi roman gibi sevebilmek hissinden ...