LEBLERİMLE DEĞİL, LOBLARIMLA KONUŞURUM
BİR ÖNBEYİN ÇALIŞMASI
Feyza UYMAZ; Pedagog -Aile Danışmanı
Son zamanlarda
evde ve okulda sıklıkla duyduğumuz cümleler var çevremizde… “Çocuğum dikkatsiz,
söz dinlemiyor, sürekli ekran karşısında, sabırsız davranıyor” gibi. Hatta öyle
ki işin uzmanı olmamalarına rağmen “benim çocuk hiperaktif” diye bilinçsizce
tanımlar bile yapıyor aileler ve öğretmenler… Bir müddet tv ve bilgisayar
yasaklanan çocuklar da oldu elbet. Bir takım bilinçli aileler izletmediler
çocuklarına hiçbirşey. Buna rağmen yine de bazıları sonuçsuz kaldı. Çünkü çocuklarıyla
yine sorun yaşadılar. “Sabırsız, söz dinlemiyor, dersin başına bir tülü
oturtamıyorum, bir etkinliği tamamlatamıyorum” diye…
Pedagoglar
olarak bir çok yöntem öneririz ailelere veya eğitimci arkadaşlarımıza…”Ben şunu
da yaptım bunu da yaptım olmadı” diyenlere rağmen..Gözden kaçan durum aslında
yöntemin uygulanmaması değil, asıl noktanın üzerinde durulmamasıdır. İç disiplin…
“Disiplin,
cezalandırmak değil,… öğretmektir” (1)Öğretmekse; bence yaşamaktır. Ebeveynler
ve eğitimciler olarak çocuklarımıza vermek istediklerimiz kendi yaşantımızda,
davranışlarımızda yoksa çocuğun davranış dağarcığına hiç dokunamıyoruz
demektir.
Her aile
eğitiminde tutarlı davranmak kavramı üstünde dururuz. Ne demek isteriz, neyi
amaçlarız bu kavramla? Kararlı olmak, tutarlı davranmak gerçekten zor mudur? Ya
da çocuk eğitimini kendi dünyamızın çok mu dışında görmekteyiz?
Çocuk 8-9 aylık
olduğunda etrafında karıştırılması gereken yerleri kendine göre belirlemiş,keşfe
çıkma durumuna gelmiştir. İşte aslında disiplin ilk defa bu aylarda ortaya çıkmaktadır. Anne eliyle hayır işareti
yaparak “buna dokunmuyoruz” der. Çocuk dokunur ve bekler bakalım neler olacak
diye. Anne yine hayır der, çocuk yine bildiğini yapar, bağırır, ağlar ve bir
müddet sonra anne veya baba pes eder, etraftaki her şey kaldırılır, bir müddet
misafirliğe gidilmez ya da gidilen yerlerden annenin sinirlenmesiyle geri
dönülür. Sonra eşlerin birbirleriyle olan tartışmaları başlar ve geçmişin
torbasının ağzı açılır. Öyle ki bu torbanın içinden beyefendinin annesinin
terbiyesi, hanımefendinin yetiştiği evin özellikleri bir bir evin ortasına
saçılır. Derken çocuk zaten uyuyakalmıştır. Zaman geçer, sorunların üstü
kapatılır ve o 8-9 aylık çocuk birden 8- 9 yaşına gelmiştir. Ağlayarak istediği
her şeyi yaptıran, sadece kendi bildikleri olan, dünyayı kendi etrafında
döndüren, uzun süreli işleri sonlandıramayan, irade gösteremeyen bir birey olup
çıkmıştır bile…
İç disiplin ve
irade eğitimi için ne uzman olmaya ne çok okumaya ihtiyaç vardır. “Yapacaksan
söyle, söylüyorsan yap” tutarlılığı ve kararlığı yeter de artar bile bu eğitim
için. Bir örnekle açıklayalım; anne çocuğuna yemeğini yemezsen oyun
oynayamazsın der. Gerçekten oyun oynamasını engelleyecekse bunu söylemelidir. Bu
disiplin sürecinde zaten çocuk fazlasıyla şansını zorlamaya devam edecektir.
Ağlayıp tepinip istediğini yaptırma anında, çocuğa sadece başımdan gitsin diye
davranmak çocuk eğitiminde yapılan en büyük hatadır. Aksi takdirde çocuk için
ailenin veya öğretmenin güvenilirliği ortadan kalkar ve bundan sonra söylenecek
hiçbir sözün çocuk için anlamı olmaz. kararlı ve tutarlı bir duruş
sergilediğinde ise anne ve çocuk bu olayı en fazla üç-dört kez yaşar ve bir
daha çocuk ebeveyninin tutumunu bilir ve
buna uygun davranır.
Çok izlenmiş bir videodur lokum testi… “Stanford Üniversitesinden psikolog Walter Mischchel’in
çocuk psikiyatrisine kazandırdığı bir testtir ""Lokum Testi."" Bu testi genellikle 4
yaşındaki çocuklara uygularlar. Çocuklarda dürtü kontrolü, doyumu erteleme,
kendini tutma, id ve ego dengesi, arzu ve özdenetim becerisi kazandırma
amacıyla uygulanır. Test şöyle uygulanır. Bir kapalı odaya gurup halinde
çocuklar alınır ve denilir ki; şimdi burada herkese peşinen bir lokum vereceğiz
ancak 15 dakika içerde bu lokumu da yemeden beklerseniz ilave iki lokum daha
vereceğiz. Guruptaki çocukların bir bölümü 15 dakika beklemeden tek lokumu
yerler. Diğerleri ise içerde oyun oynayarak ve sohbet ederek sürenin dolmasını
beklerler. Süre sonunda kapı açılır ve ilave iki lokumla birlikte diğer
lokumlarını alırlar. Basit ama anlamlı, kolay ama derinlikli bir testtir. Bu
testle çocuğun sabır, irade, hedefe adapte olma, bekleyip daha fazlasına sahip
olma dürtülerini görmüş oluruz.
Bu testi geçenler bir ömür
başarılara imza atarken, kaybedenlerse (genellikle gurubun üçte birini
oluştururlar) kararsız, inatçı, aceleci, kıskanç, doyumsuz psikolojileri
yüzünden hayat boyu düş kırıklıkları yaşar ve yaşatırlar. Stresli durumlarda
donup kalma, çözülme yâda çocuklaşma gibi tepkiler verirler. İlerleyen yıllarda
bu guruptaki çocuklarda kilo problemleri olduğu da gözlenmiştir.
Bu çocukların ergenlik çağına
geldiklerinde ilk deneyde doyumlarını erteleyenler ise dikkat çekici şekilde
diğerlerinden duygusal ve zekâ olarak farklılık gösterdikleri saptanmıştır.
Kısa ve küçük hedeflere, uzun soluklu planlamalarını kurban etmeyen, direnç ve
iradesi ile mücadelesini sürdüren hayatın her türlü zorluğu ile daha kolay baş
eden kişilikler olarak ortaya çıkmaktalar. Dört yaşında sabırla bekleyen bu
çocuklar ilerde fikirlerini daha kolay ifade ediyorlar ve daha mantıklı
davranıyorlar. Konsantre oluyor, dikkatlerini topluyor, plan yapabiliyorlar.”(2)
Bunu
başarabilen çocukların genellikle iç disiplininin iyi geliştiğini gözleriz.
Sabretmek, düşünerek hareket etmek, zamanı yönetebilmek, empati kurabilmek, yapacaklarını
planlamak bu disiplin türü için önem taşır. Tüm bu saydıklarımız ise,
beynimizin frontal lob denen kısmında aktive olur. “Frontal lob içsel ve dışsal işaretlere
davranışsal yanıtları yöneten kontrol sistemlerini içerir.”(3) Beynimizin ön
bölgesinde yer alan ve gerçekten hayatımızı kolaylaştıran frontal lob, çevrenin
düzenlenmesi ve iyi bir davranış eğitimi ile gönderilen sinyalleri yeni
öğrenmeler için kullanabilmektedir.
Bu Sinyalleri Nasıl Oluşturulabiliriz?
·
Düzenli,
belirgin bir aile hayatı: Ebeveynlerin
ve eğitimcilerin kendilerine olan ve çevrelerine olan güvenlerini sağlayabilmek
amacıyla gün içinde yapacaklarını planlaması, belirgin saat aralıklarında yemek
yenmesi gibi işleri içerir. Ailecek birlikte olunabilecek geleneksellerin etkin
hale getirilmesi gerekir. Örneğin; her Pazar günü büyükleri ziyaret etmek, Her
Cumartesi ailece yapılabilecek bir etkinlik planlamak, arefe günü banyo yapmak,
bayramdan önce kabir ziyareti yapmak gibi. Hatta öyle ki tırnakların kesileceği
günü bile belirlemek.
·
Ne istediğini
iyi ifade eden bireyler: Bir çocuğun gözüyle, kulağıyla, dil becerisiyle
denge kurabilmek ve beklentilerimizi onun diliyle ifade edebilmek gerekir.
Bunun için önce kendimizi, daha sonra ilgileneceğimiz çocukları ve
özelliklerini bilmek, onların dünyasını düşünerek davranmak gerekir.
·
Periyodik
aralıklarla hazırlanan kontrol çizelgeleri: Ödül takvimleri veya takip
çizelgelerini çocuğun anlayabileceği şekilde hazırlamak ve ihmal etmeden takip
ederek doldurmak. Artık günümüzde çocuklar için tasarlanmış çoğu kitap setinde
hazır davranış takip çizelgeleri bile yer almaktadır. Önce hazır şablonlar daha
sonra ev içinde veya okulda takip etmek istenen davranışlar için çocuğa özel
şablonlar oluşturularak kullanılabilir.(Örn:annesinin yaptığı yemeği ayırt
etmeden yedi, yemekten önce ellerini yıkadı gibi kriterlerin her gün gözlenerek
işaretlenmesi)
·
Uyum ve
ahenk: Ses tonumuz, giyimimiz, uyumlu renkleri kıyafetlerimizde
birleştirişimiz, bakımlı olmamız da
kendimize ve karşımızdakine gösterdiğimiz özeni yansıtacağı için
söylediklerimiz ve olumlu davranışlarımıza dikkat çekiciliği artıracaktır. Bu
yüzden şık ve bakımlı olmak, çocuklarımız için pozitif bir enerji kaynağıdır.
·
İnsan ilişkilerinde
süreklilik: Belirgin bir arkadaş veya dost ekibimizin olması, bir gruba
dahil olma ve o grupla etkileşimde bulunma kişisel gelişimimizi de
destekleyerek, empati becerimizi artırır. Empati yeteneğini kazanmak, düşünerek
hareket etme becerimize de katkıda bulunur. Bu yüzden ev hayatımızın dışında da
sosyal bir hayatımızın olması hem kendi yaşantımıza renk katar hem de
çocuklarımızın farklı insanlarla ve ortamlarla tanışma yetisini güçlendirir.
·
Adalet: Önceki
davranışlar ve yeni kararlar arasında bağlantıyı da sağlayan önemli bir
kavramdır. Özellikle çocuklarımız ve öğrencilerimiz için adaleti sağlayabilmek,
kişisel güvenilirliğimiz adına ciddi bir yatırım olacaktır. Çünkü çocuklar bizim onlara ve başka çocuklara nasıl
davrandığımızı sürekli inceler. Ya da daha önce benzer olaylarda nasıl tepkiler
verdiğimizi izler ve küçücük bir hata yapmamız durumunda bize söyledikleri ve
uyarılarıyla geçmişi hatırlatıverirler.
Beynimizin Ön Bölgesini Aktif Hale Getirmek İçin Öneriler :
a. Ev
yaşantısı için çamaşır yıkama ve ütü günlerinin belli olması. Eskiden
annelerimiz Pazar akşamları buhar sesinin bir tuhaf çıktığı ütü ile okul
yakalarımızı ve önlüklerimizi ütülerken bir yandan televizyonda bizimkiler
dizisinin müziği başlardı. Banyolarımızı yapmış, annemizin ütü yapmasını
izlerdik. Ben bu sahneyi hiç unutmam ve çoğumuzun hayatında da var olduğunu
bildiğim için bunun bir Pazar akşamı ritüeli olduğunu düşünürüm.
b. Aile
geleneklerinin yaşatılması.(aile toplantıları, babanne çörekleri, Pazar
piknikleri, aşure günlerinde aşure yapılması.)
c. Evde
ve okulda düzenli yemek saatleri ve birlikte sohbet ederek yemek yeme
alışkanlığının sürdürülmesi.
d. Çocukların
özbakım ihtiyaçlarının zamanında karşılanması ve yaşa uygun olarak özbakım
becerilerini kendilerinin yapmasının sağlanması, kontrolü için davranış tablolarının
düzenlenmesi ve çocuğa ailesi ve öğretmeni tarafından izlendiğinin hissettirilmesi.
e. Belli
bir sürede kitap okumanın sağlanması(yaşa göre kitabın çocuğa okunması veya
çocuğun kitap okunan ortamda bireysel okuma yapmasının sağlanması, kitap
fuarlarına gidilmesi, aylık dergilerin takip edilmesi)
f.
Herhangi bir iş planlanırken öncelik listesinin
oluşturulması, zamanın ayarlanması. “Bugün misafir gelecek. Önce çorbayı
hazırlayım, sonra pilav yapayım, sonra kek çırpayım” gibi sıralamaların çocuğun
yanında söylenerek, iş planlamasının modellenmesinin sağlanması.
g. Özellikle
ailelerle birlikte alışverişe gidecek çocukların alışveriş listesini görmesi ve
listeye uygun hareket edilmesi, listedekiler alındıkça üstünün kalemle
çizilmesi bu gelişim için gereklidir.
Bu pratik ve küçük önerilerin,
hayatınıza yeni anlamlar katması dileğiyle…Frontal lobunuza sağlık...
Dipnotlar:
1.
Discipline:A
Parent’s Guide,National PTA
2.
http://www.adana01haber.com/author_article_print.php?id=940