07 Mayıs 2013

BİR ÖN BEYİN ÇALIŞMASI



LEBLERİMLE DEĞİL, LOBLARIMLA KONUŞURUM
BİR ÖNBEYİN ÇALIŞMASI
Feyza UYMAZ; Pedagog -Aile Danışmanı

Son zamanlarda evde ve okulda sıklıkla duyduğumuz cümleler var çevremizde… “Çocuğum dikkatsiz, söz dinlemiyor, sürekli ekran karşısında, sabırsız davranıyor” gibi. Hatta öyle ki işin uzmanı olmamalarına rağmen “benim çocuk hiperaktif” diye bilinçsizce tanımlar bile yapıyor aileler ve öğretmenler… Bir müddet tv ve bilgisayar yasaklanan çocuklar da oldu elbet. Bir takım bilinçli aileler izletmediler çocuklarına hiçbirşey. Buna rağmen yine de bazıları sonuçsuz kaldı. Çünkü çocuklarıyla yine sorun yaşadılar. “Sabırsız, söz dinlemiyor, dersin başına bir tülü oturtamıyorum, bir etkinliği tamamlatamıyorum” diye…
Pedagoglar olarak bir çok yöntem öneririz ailelere veya eğitimci arkadaşlarımıza…”Ben şunu da yaptım bunu da yaptım olmadı” diyenlere rağmen..Gözden kaçan durum aslında yöntemin uygulanmaması değil, asıl noktanın üzerinde durulmamasıdır. İç disiplin…
“Disiplin, cezalandırmak değil,… öğretmektir” (1)Öğretmekse; bence yaşamaktır. Ebeveynler ve eğitimciler olarak çocuklarımıza vermek istediklerimiz kendi yaşantımızda, davranışlarımızda yoksa çocuğun davranış dağarcığına hiç dokunamıyoruz demektir.
Her aile eğitiminde tutarlı davranmak kavramı üstünde dururuz. Ne demek isteriz, neyi amaçlarız bu kavramla? Kararlı olmak, tutarlı davranmak gerçekten zor mudur? Ya da çocuk eğitimini kendi dünyamızın çok mu dışında görmekteyiz?
Çocuk 8-9 aylık olduğunda etrafında karıştırılması gereken yerleri kendine göre belirlemiş,keşfe çıkma durumuna gelmiştir. İşte aslında disiplin ilk defa bu aylarda ortaya çıkmaktadır. Anne eliyle hayır işareti yaparak “buna dokunmuyoruz” der. Çocuk dokunur ve bekler bakalım neler olacak diye. Anne yine hayır der, çocuk yine bildiğini yapar, bağırır, ağlar ve bir müddet sonra anne veya baba pes eder, etraftaki her şey kaldırılır, bir müddet misafirliğe gidilmez ya da gidilen yerlerden annenin sinirlenmesiyle geri dönülür. Sonra eşlerin birbirleriyle olan tartışmaları başlar ve geçmişin torbasının ağzı açılır. Öyle ki bu torbanın içinden beyefendinin annesinin terbiyesi, hanımefendinin yetiştiği evin özellikleri bir bir evin ortasına saçılır. Derken çocuk zaten uyuyakalmıştır. Zaman geçer, sorunların üstü kapatılır ve o 8-9 aylık çocuk birden 8- 9 yaşına gelmiştir. Ağlayarak istediği her şeyi yaptıran, sadece kendi bildikleri olan, dünyayı kendi etrafında döndüren, uzun süreli işleri sonlandıramayan, irade gösteremeyen bir birey olup çıkmıştır bile…
İç disiplin ve irade eğitimi için ne uzman olmaya ne çok okumaya ihtiyaç vardır. “Yapacaksan söyle, söylüyorsan yap” tutarlılığı ve kararlığı yeter de artar bile bu eğitim için. Bir örnekle açıklayalım; anne çocuğuna yemeğini yemezsen oyun oynayamazsın der. Gerçekten oyun oynamasını engelleyecekse bunu söylemelidir. Bu disiplin sürecinde zaten çocuk fazlasıyla şansını zorlamaya devam edecektir. Ağlayıp tepinip istediğini yaptırma anında, çocuğa sadece başımdan gitsin diye davranmak çocuk eğitiminde yapılan en büyük hatadır. Aksi takdirde çocuk için ailenin veya öğretmenin güvenilirliği ortadan kalkar ve bundan sonra söylenecek hiçbir sözün çocuk için anlamı olmaz. kararlı ve tutarlı bir duruş sergilediğinde ise anne ve çocuk bu olayı en fazla üç-dört kez yaşar ve bir daha çocuk  ebeveyninin tutumunu bilir ve buna uygun davranır.
Çok izlenmiş bir videodur lokum testi… “Stanford Üniversitesinden psikolog Walter Mischchel’in çocuk psikiyatrisine kazandırdığı bir testtir ""Lokum Testi."" Bu testi genellikle 4 yaşındaki çocuklara uygularlar. Çocuklarda dürtü kontrolü, doyumu erteleme, kendini tutma, id ve ego dengesi, arzu ve özdenetim becerisi kazandırma amacıyla uygulanır. Test şöyle uygulanır. Bir kapalı odaya gurup halinde çocuklar alınır ve denilir ki; şimdi burada herkese peşinen bir lokum vereceğiz ancak 15 dakika içerde bu lokumu da yemeden beklerseniz ilave iki lokum daha vereceğiz. Guruptaki çocukların bir bölümü 15 dakika beklemeden tek lokumu yerler. Diğerleri ise içerde oyun oynayarak ve sohbet ederek sürenin dolmasını beklerler. Süre sonunda kapı açılır ve ilave iki lokumla birlikte diğer lokumlarını alırlar. Basit ama anlamlı, kolay ama derinlikli bir testtir. Bu testle çocuğun sabır, irade, hedefe adapte olma, bekleyip daha fazlasına sahip olma dürtülerini görmüş oluruz.
Bu testi geçenler bir ömür başarılara imza atarken, kaybedenlerse (genellikle gurubun üçte birini oluştururlar) kararsız, inatçı, aceleci, kıskanç, doyumsuz psikolojileri yüzünden hayat boyu düş kırıklıkları yaşar ve yaşatırlar. Stresli durumlarda donup kalma, çözülme yâda çocuklaşma gibi tepkiler verirler. İlerleyen yıllarda bu guruptaki çocuklarda kilo problemleri olduğu da gözlenmiştir.
Bu çocukların ergenlik çağına geldiklerinde ilk deneyde doyumlarını erteleyenler ise dikkat çekici şekilde diğerlerinden duygusal ve zekâ olarak farklılık gösterdikleri saptanmıştır. Kısa ve küçük hedeflere, uzun soluklu planlamalarını kurban etmeyen, direnç ve iradesi ile mücadelesini sürdüren hayatın her türlü zorluğu ile daha kolay baş eden kişilikler olarak ortaya çıkmaktalar. Dört yaşında sabırla bekleyen bu çocuklar ilerde fikirlerini daha kolay ifade ediyorlar ve daha mantıklı davranıyorlar. Konsantre oluyor, dikkatlerini topluyor, plan yapabiliyorlar.”(2)
Bunu başarabilen çocukların genellikle iç disiplininin iyi geliştiğini gözleriz. Sabretmek, düşünerek hareket etmek, zamanı yönetebilmek, empati kurabilmek, yapacaklarını planlamak bu disiplin türü için önem taşır. Tüm bu saydıklarımız ise, beynimizin frontal lob denen kısmında aktive olur.  “Frontal lob içsel ve dışsal işaretlere davranışsal yanıtları yöneten kontrol sistemlerini içerir.”(3) Beynimizin ön bölgesinde yer alan ve gerçekten hayatımızı kolaylaştıran frontal lob, çevrenin düzenlenmesi ve iyi bir davranış eğitimi ile gönderilen sinyalleri yeni öğrenmeler için kullanabilmektedir.
Bu Sinyalleri Nasıl Oluşturulabiliriz?
·         Düzenli, belirgin bir aile hayatı:  Ebeveynlerin ve eğitimcilerin kendilerine olan ve çevrelerine olan güvenlerini sağlayabilmek amacıyla gün içinde yapacaklarını planlaması, belirgin saat aralıklarında yemek yenmesi gibi işleri içerir. Ailecek birlikte olunabilecek geleneksellerin etkin hale getirilmesi gerekir. Örneğin; her Pazar günü büyükleri ziyaret etmek, Her Cumartesi ailece yapılabilecek bir etkinlik planlamak, arefe günü banyo yapmak, bayramdan önce kabir ziyareti yapmak gibi. Hatta öyle ki tırnakların kesileceği günü bile belirlemek.
·         Ne istediğini iyi ifade eden bireyler: Bir çocuğun gözüyle, kulağıyla, dil becerisiyle denge kurabilmek ve beklentilerimizi onun diliyle ifade edebilmek gerekir. Bunun için önce kendimizi, daha sonra ilgileneceğimiz çocukları ve özelliklerini bilmek, onların dünyasını düşünerek davranmak gerekir.
·         Periyodik aralıklarla hazırlanan kontrol çizelgeleri: Ödül takvimleri veya takip çizelgelerini çocuğun anlayabileceği şekilde hazırlamak ve ihmal etmeden takip ederek doldurmak. Artık günümüzde çocuklar için tasarlanmış çoğu kitap setinde hazır davranış takip çizelgeleri bile yer almaktadır. Önce hazır şablonlar daha sonra ev içinde veya okulda takip etmek istenen davranışlar için çocuğa özel şablonlar oluşturularak kullanılabilir.(Örn:annesinin yaptığı yemeği ayırt etmeden yedi, yemekten önce ellerini yıkadı gibi kriterlerin her gün gözlenerek işaretlenmesi)
·         Uyum ve ahenk: Ses tonumuz, giyimimiz, uyumlu renkleri kıyafetlerimizde birleştirişimiz,  bakımlı olmamız da kendimize ve karşımızdakine gösterdiğimiz özeni yansıtacağı için söylediklerimiz ve olumlu davranışlarımıza dikkat çekiciliği artıracaktır. Bu yüzden şık ve bakımlı olmak, çocuklarımız için pozitif bir enerji kaynağıdır.
·         İnsan ilişkilerinde süreklilik: Belirgin bir arkadaş veya dost ekibimizin olması, bir gruba dahil olma ve o grupla etkileşimde bulunma kişisel gelişimimizi de destekleyerek, empati becerimizi artırır. Empati yeteneğini kazanmak, düşünerek hareket etme becerimize de katkıda bulunur. Bu yüzden ev hayatımızın dışında da sosyal bir hayatımızın olması hem kendi yaşantımıza renk katar hem de çocuklarımızın farklı insanlarla ve ortamlarla tanışma yetisini güçlendirir.
·         Adalet: Önceki davranışlar ve yeni kararlar arasında bağlantıyı da sağlayan önemli bir kavramdır. Özellikle çocuklarımız ve öğrencilerimiz için adaleti sağlayabilmek, kişisel güvenilirliğimiz adına ciddi bir yatırım olacaktır. Çünkü çocuklar bizim onlara ve başka çocuklara nasıl davrandığımızı sürekli inceler. Ya da daha önce benzer olaylarda nasıl tepkiler verdiğimizi izler ve küçücük bir hata yapmamız durumunda bize söyledikleri ve uyarılarıyla geçmişi hatırlatıverirler.
Beynimizin Ön Bölgesini Aktif Hale Getirmek İçin Öneriler :
a.       Ev yaşantısı için çamaşır yıkama ve ütü günlerinin belli olması. Eskiden annelerimiz Pazar akşamları buhar sesinin bir tuhaf çıktığı ütü ile okul yakalarımızı ve önlüklerimizi ütülerken bir yandan televizyonda bizimkiler dizisinin müziği başlardı. Banyolarımızı yapmış, annemizin ütü yapmasını izlerdik. Ben bu sahneyi hiç unutmam ve çoğumuzun hayatında da var olduğunu bildiğim için bunun bir Pazar akşamı ritüeli olduğunu düşünürüm.
b.      Aile geleneklerinin yaşatılması.(aile toplantıları, babanne çörekleri, Pazar piknikleri, aşure günlerinde aşure yapılması.)
c.       Evde ve okulda düzenli yemek saatleri ve birlikte sohbet ederek yemek yeme alışkanlığının sürdürülmesi.
d.      Çocukların özbakım ihtiyaçlarının zamanında karşılanması ve yaşa uygun olarak özbakım becerilerini kendilerinin yapmasının sağlanması, kontrolü için davranış tablolarının düzenlenmesi ve çocuğa ailesi ve öğretmeni tarafından izlendiğinin hissettirilmesi.
e.      Belli bir sürede kitap okumanın sağlanması(yaşa göre kitabın çocuğa okunması veya çocuğun kitap okunan ortamda bireysel okuma yapmasının sağlanması, kitap fuarlarına gidilmesi, aylık dergilerin takip edilmesi)
f.        Herhangi bir iş planlanırken öncelik listesinin oluşturulması, zamanın ayarlanması. “Bugün misafir gelecek. Önce çorbayı hazırlayım, sonra pilav yapayım, sonra kek çırpayım” gibi sıralamaların çocuğun yanında söylenerek, iş planlamasının modellenmesinin sağlanması.
g.       Özellikle ailelerle birlikte alışverişe gidecek çocukların alışveriş listesini görmesi ve listeye uygun hareket edilmesi, listedekiler alındıkça üstünün kalemle çizilmesi bu gelişim için gereklidir.
Bu pratik ve küçük önerilerin, hayatınıza yeni anlamlar katması dileğiyle…Frontal lobunuza sağlık...
Dipnotlar:
1.        Discipline:A Parent’s Guide,National PTA
2.        http://www.adana01haber.com/author_article_print.php?id=940



"BAZI KALPLERİN KADERİDİR AŞK"

  “Şiir yazdırmıyor aşk,yaşanırken” diyordu okuduğum satır.   Katılmadığımı belirtmek isterim. Şiir gibi roman gibi sevebilmek hissinden ...